ABD elçisine brifing ve MİT’çilerin ifadeye çağırılması… Bu noktalar nasıl birleşir?

Önceki akşam MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da aralarında olduğu üç istihbaratçının ifadeye çağrılmasının yankıları, emniyetçilerin Ergenekon davasıyla ilgili ABD Büyükelçiliğine brifing verdiği iddialarının yankılarıyla iç içe geçti.

Önceki gün akşam saatlerinde gündeme gelen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski müsteşar Emre Taner ve eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş’in özel yetkili savcılık tarafından ifade vermeye çağırıldığı haberi dün de ülke gündemini büyük ölçüde belirledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’nın gazetecilere böyle bir çağrıdan haberinin olmadığını söylemesinden kısa bir süre sonra, çağrının yapıldığı iddiası özel yetkili başsavcıvekili Fikret Seçen tarafından doğrulandı. Çağrının telefonla, Savcı Sadettin Sarıkaya tarafından yapıldığı belirtilirken, KCK soruşturması kapsamında ifadesine başvurulacağı söylenen istihbaratçıların soruşturmayı yürüten Savcı Bilal Bayraktar ABD’deyken çağırılması ve bunun basına sızdırılması da gündeme geldi.

Olayın yankıları devam etmekteyken, İstanbul Emniyet’inden İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün açığa alındığı haberi gündeme geldi. Bu olay da basında Hakan Fidan, Emre Taner ve Afet Güneş’in ifadeye çağırılmasıyla ilişkilendirilerek, “MİT-Emniyet gerilimi” yorumu yapılmasına yol açtı. Zira her iki isim de Emniyet’te KCK soruşturmasını yürüten ekip içerisinde yer almaktaydı.

Dün yaşanan bir başka ilginç gelişme de, Taraf yazarı Mehmet Baransu’nun kendisini takip eden iki MİT görevlisini yakalatması oldu. Baransu, kendisini takip eden kişilerin üzerinden dinleme cihazları çıktığını, her iki şahsın da MİT için çalıştığının kesin olduğunu söyledi ve MİT’ten ve TİB’den şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi. Baransu, Uludere Katliamı’na MİT’in yanlış istihbarat vermesinin neden olduğunu ileri sürmüştü.

Emre Uslu’dan ilginç iddialar
Dün Hakan Fidan’ın ifade vermeye çağırılmasıyla ilgili ensonhaber.com adlı internet sitesine röportaj veren Emre Uslu da MİT’le ilgili çarpıcı iddialar gündeme getiren bir diğer Taraf yazarı oldu. Uslu röportajında, “Eğer İmralı PKK militanlarına tırnak içinde gidin Hakkari’yi bombalayın diyorsa ve bu bilgiyi MİT görevlileri bilip de adım atmıyorsa, orada asker polis ölüyorsa, siz savcı olarak tabi ki ifadeye çağırırsınız” dedi. Uslu sözlerini “Hakkari ve Şırnak bölgesinin MİT-PKK görüşmeleri sonrası KCK’ya bırakıldığı yönünde iddialar var. Yani MİT diyelim Hakkari’yi, Şırnak’ı veya Güneydoğu'yu size bıraktık gibi ifadeler kullandıysa o görüşme kayıtlarında o zaman savcıları çağırıp bunu kimin adına kime bırakıyorsunuz diye sorar” diye sürdürdü.

Emniyet “brifing”le de gündemde
Cuma günü ise bazı polislerin ABD elçisine Ergenekon soruşturması hakkında brifing verdikleri iddiaları gündeme gelmişti. ABD Büyükelçiliği Müsteşarı Daniel O’Grady’nin Vaşington’a yolladığı kriptoların, tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun "Sızıntı" kitabında yer verdikleri Wikileaks belgeleri arasında yer alması üzerine tartışma konusu olan iddia üzerine polisler hakkında yapılan suç duyurusunun işleme konulmamasına karar verildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir, Ergenekon davasından tutuklu bulunan Avukat Serdar Öztürk’ün yaptığı suç duyurusunun, iddiaların soyut kaldığı gerekçesiyle işleme konulmamasına karar verdi. Suç duyurusuna konu olan kriptoda brifingi verenlerin, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın kızının özel hayatını ilgilendiren görüntüleri ele geçirdiği de ileri sürülmekteydi. Konu basında, Erdoğan’la Büyükanıt arasındaki ünlü Dolmabahçe görüşmesinin bu olayla ilişkili olabileceği iddiaları üzerinden gündeme gelmişti.

Suç duyurusunun işleme konulmaması kararını veren Savcı Murat Demir ise Hrant Dink’in tehdit altında olduğunu bildikleri halde hiçbir önlem almadıkları iddia edilen MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk’la ilgili 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu için takipsizlik kararı veren savcı olarak da kamuoyunda tanınmaktaydı.

Dün aynı olayla ilgili bir başka önemli gelişme ise, CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın ABD elçisine Ergenekon brifingi verdiği iddia edilen polislerden birinin adını vermesi oldu. Baydar yaptığı basın toplantısında, elçilik müsteşarının yazdığı kriptoda “29 Mayıs’ta Büyükelçilik Ergenekon soruşturması hakkında Türk polisinin kontrterörizm ve istihbarat birimlerinden Uluslararası İlişkiler ve Analiz Bölümü direktörü Ufuk Ersoy Yavuz tarafından yönetilen bir brifing dinlediler” denildiğini belirterek, “Böyle bir kişi EGM’de çalışmakta mıdır? Bu kişi kaç kez brifing vermiştir? Bu brifing hangi amaçla verilmiştir? Böyle bir brifing bu kişi tarafından yapılmış ise bu brifingi verme emrini kim vermiştir? Emri kimse vermemiş ve bu kişi kendi başına brifingi vermişse bu kişi hakkında EGM ya da İçişleri Bakanlığı müfettişleri herhangi bir idari ya da cezai soruşturma başlatmışlar mıdır?” diye sordu.

Metin Lütfi Baydar ayrıca kriptoya göre birifing veren polislerin sayısının birden fazla olduğunu, yasal ataşeye eşlik eden R.A. adlı bir başka polisten de söz edildiğini belirterek, “RA Mısır’da bir tanrı değil ise acaba nedir? Ona da sizler gazeteci olarak detaylı bakarsınız” dedi.

Son iki günde iyice yoğunlaşan ve “Emniyet-MİT gerilimi” tartışmalarına yol açan bu gelişmelerin ortaya çıkardığı soru işaretleri arasında nasıl bir ilişki bulunduğu siyasi bir tartışma konusu haline geldi. Bu “noktalar”ın nasıl birleşeceği ise henüz belirsiz.