Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Ergenekon konusunda uzman görüş sayılıp, sürekli tartışma programlarına davet ediliyor.

Güzel, diyecek sözümüz yok.

Ilıcak, televizyon ekranlarında ya da köşesinde Ergenekon iddianamesine adeta tapar gibi, iddianamede yazılanları tekrarlıyor.

Savcıların –ki özellikle de Zekeriya Öz’ün- iddialarından yola çıkarak ve masumiyet karinesini unutarak, insanları yargılıyor.

Ne zaman şüphe belirten sözler etse, ertesi gün 180 derece dönüyor ve çark ediyor!

Peki, vardır bir sebebi diyelim.

Ama bu kez biz de Nazlı Ilıcak’ın yaptığını yapalım ve Ergenekon iddianamesine göz atalım.

İddianamenin 160. Sayfasında bakın hangi haberler yer alıyor:

“(…) medyanın ele geçirilmesi ve kontrolü ile ilgili Tuncay Güney beyanlarında;

Akşam gazetesi sahibi Mehmet Ali ILICAK’ın Veli KÜÇÜK’ün kontrolünde olduğunu, gazeteye geçtikten sonra Veli Paşayla oturup, gazetede kimlerin tasfiye edileceğini konuştuklarını ve bazı kişileri tasfiye ederek gazetenin kontrolünü ele aldıklarını, Aslan BULUT, Alev ÇUKURKAVAKLI gibi bazı gazetecilerden ekip kurduklarını, gazetede çıkacak birçok haberde Veli KÜÇÜK’ün onayının alındığını (…)

Şaşırdınız mı?

Nazlı Ilıcak’ın toz kondurmadığı Ergenekon iddianamesinde bakın oğlu Mehmet Ali Ilıcak’la ilgili neler yazıyor…

Neymiş; Mehmet Ali Ilıcak Veli Küçük’ün kontrolündeymiş!

Neymiş; Ilıcak’ın sahip olduğu gazetede çıkacak haberlerde Veli Küçük’ün onayı alınıyormuş!

Ve tüm bunlar Ergenekon örgütünün medyayı ele geçirmesi ve kontrol etmesi ile ilgili yürütülen planın bir parçasıymış!

Yani Ergenekon’un medya ayağında Mehmet Ali Ilıcak’ın rolü varmış!

Bakınız, bunları biz yazmadık.

Bu satırlar Zekeriya Öz’ün hazırladığı iddianamede yer alıyor…

Şimdi ne demeli?

Ilıcak, Silivri’de tutuklu bulunan arkadaşlarımızı darağacına asıyor.

Neye dayanarak?

Odatv’ye dijital korsanlıkla gönderilen ve kaynağı belirsiz sözde belgelerle…

Yani savcının tutuklama gerekçesi olarak gösterdiği dokümanlarla…

Şimdi sormalı…

Nazlı Ilıcak’ın bu kadar Ergenekon iddianamesine tapması ve cansiperane savunması, oğlunu korumak için mi?

Meselenin özü şu:

Ergenekon sürecinde medya sınıfta kaldı.

Kimse ne iddianameleri, ne duruşma tutanaklarını okudu, ne de öne sürülen delilleri inceledi.

Ama tüm bunlara rağmen herkes Ergenekon uzmanı oldu!

Nasıl mı?

Polisin sızdırdıklarıyla çıkan gazete manşetlerinden…

Ortada büyük bir kandırma olduğunu, elbet tarih yazacaktır.

Ve o gün Nazlı Ilıcaklar tarihe nasıl geçecektir, bilinmez…

ODA-TV    06.04.2011 02:32